7 Şubat 2012 Salı

Chuck Palahniuk - Dövüş Kulübü

Önce filmini izleyip sonra kitabını okursanız bir yapımın veya önce kitabını okuyup sonra filmini izlerseniz bir eserin, hep ikincisi arkaplanda kalır. abi kitabı iyiydi de film olmamış/ ya kitap on numaraydı da kitap sıkıcı.
Peki bunu Dövüş Kulübü için söyleyebilir miyiz? Kesinlikle hayır!
Filmi br kült olmuş bu kitap bir harika. İzlerken oyunculuklarına hayran kaldığım Brad Pitt, Edward Norton ve Helena Carter bütün kitap boyunca gözümün önündeydi. Hatta koca memeli Bob, güzel yüzlü genç bile aynıydı. Chuck'ın anlattığı bütün olaylar da birebir filme yansımıştı, repliklere kadar. Yapımcıya kocaman tebrikler, Chuck'a da kocaman alkışlar.
Daha çok bir film analizi gibi oluyor ama asıl konumuz burada Chuck ve onun hayal gücü. Tabi bir de bitip tükenmez bilgisi.
merak ediyorum acaba kitaplarını yazmadan önce geniş çaplı bir araştırma yapıyor mu. Örneğin Dövüş Kulübü onun ilk romanı olmasına rağmen (ki önceden sadece bir öyküymüş sonrada geliştirmiş) içinde bir sürü bilgi var, hem de gerçek bilgi. Ayrıca böyle bohem yaşamın tam içinde mi, yoksa dışarıdan izleyerek mi bu kadar gerçekçi anlatıyor? Bohem yaşam, yeraltı dünyası yoksa Chuck'ın kafası mı?
Filmini izlediniz, biliyorum, ama bir de kitabını okuyun. Eminim pişman olmayacaksınız.
Chuck, sense çok yaşa.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder