7 Şubat 2012 Salı

Isabel Allende - Sararmış bir fotoğraf

Fotoğrafla daha yakından ilgilenmeye başlayınca doğal olarak hayatımın her alanına kendisi bir padişah gibi gelip yerleşti. Etrafa lensimi ayarlaya ayarlaya bakıyorum, bazen gözümün önü flu oluyor, bazen berisi. Böyle olunca da ister istemez kitapların arasında gezerken de  fotoğraf kelimesini görünce hooppp kitabın üstüne atladım, hele bunun Sararmış bir Fotoğraf olması beni okumaya aç bir canavara dönüştürdü. Kitabın kapağındaki 1800lü yıllara ait bir kadın portresi ise incelettirdikçe incelettirdi kendini. 


Roman Şili'nin ve zengin bir ailenin yüzyıllık bir dönemini anlatıyor. Konu daha çok del Valle ailesinin varlıklarını katbekat arttıracak zekaya sahip, tabiri caizse eli maşalı babaanne Paulina del Valle ve onun gayri meşru torunu Aurora etrafında dönüyor. 
Kitap kendi içinde üç bölüme ayrılmış; ilkini üçüncü kişi ağzından dinlesek de ikinci ve üçüncüde anlatıcımız kitabın baş kahramanlarından biri oluyor; fotoğraf makinesiyle küçük yaşta tanışan, geçmişi babaabbesi tarafından bir sır gibi saklanan Aurora. İlk bölüm aile tarihine, Paulina del Valle'nin nasıl zeki ve güçlü bir kadın olduğunun tasvirine ve bölümün sonlarına doğru yaşanan Paulina'nın oğlu, yeğeni ve çinli bir ailenin denizkızlarını kıskandıracak güzellikteki kızlarının arasında dönen aşk çatışmalarından bahsediyor. Sonunda ortaya annesini doğumda kaybetmiş, babası muamma güzel bir kız çocuğu çıkıyor.
İkinci bölümde bu sefer kahramanlar ikiye katlanıyor; daha çok hikaye, daha çok macera.

 Romanda bize çaktırmadan, alttan alttan verilen bir Şili, zamane ticareti ve zamane "kadınları" yorumlamaları var. Bir yandan Paulina del Valle gibi güçlü, eli maşalı kadınlar olduğu gibi daha sonra Aurora'nın istemeden gelin gittiği evde hiçbir işe yaramayan, kocalarının bir nevi kölesi olan kadınlar da mevcut. Dünden bugüne, bütün dünyada değişen bir şey olmamış anlayacağınız. Bunlara ek olarak, kadınlar hakkında sezdirilen başka bir konu ise ne olursa olsun, hangi biçimde olursa olsun aşklarına kavuştukları. Aşk o zamanlarda da adap dinlemiyor. 
Ticaret ise insanların ihtiyaçlarına göre dönüyor. Bu çok normal ne var ki bunda, diye soruyorsanız, cevabını kitabı okursanız şayet, Paulina'nın savaş zamanı insanların şekere ihtiyaçları olacağını öngörüp şeker ihracatına atılmayı akıl etmesi bize ticaretin neye göre şekillendiğini de gösteriyor.


Kalabalık bir aile ve güçlü kadınlar tanımak istiyorsanız, sizi Şili'ye, başka bir deyişle "Sararmış Bir Fotoğraf"a davet ediyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder