Adını bilmediğimiz bir ülkede ölüm o gün kimseyi öldürmüyor. İlk aklınızza gelen ne oluyor?
![]() |
| Jose Saramago |
Ölüm sadece bu sözü geçen ülkede öldürmüyor, tabii, sınırı geçince ölmek mümkün. İşte bu "sınırdan geçip ölme" işlemini de devletten daha yetkili olan "maphia", mafya değil, üstleniyor. Bunun sonucunda ortaya politik, ekonomik ve en önemlisi de ahlaki bir sürü sorun çıkıyor.
Hayretler içinde çvirdiğiniz sayfalar arasında brden hiç beklemediğiniz bir şey oluyor ve, bunu söylemek zorundayım, ölüm insanlara mektup yazıyor. Onlara bahşettiği, her zaman istedikleri bu "ölümsüzlüğü" bir ders olarak almalarını ve artık bu derse bir son vermenin zamanı geldiğini, öldürmeye devam edeceğini bildiriyor, fakat tek bir farkla: her zaman acımasız olarak gördüğümüz ölüm aslında bugüne kadar hep bir vicdan azabıyla yaşamış, her zaman haber vermeden öldürmekten şikayetçi ve kendisi buna bir çözüm bulmuş: ölecek olan her insana ölmeden bir hafta önce eflatun bir zarfla öleceklerini haber vermeyi kararlaştırmış.
Bundan sonra olacakları okumanızı tavsiye ederim.
Fakat bu kitapla ilgili yazacaklarım henüz bitmedi. Ölüm hakkında o kadar titi bir araştırma yapılmış ki veya buna araştırma demek doğru olmaz, Saramago'nun hayalgücü o kadar net canlandırmış ki ölümü gözümüzün önünde söylediği, yazdığını hiçbir şeye bu yanlış diyemiyoruz. Ölüm dendiğinde aklınıza bir iskelet gelir, siyah bir cübbe giymiş, elinde tırpanı. Romanda bahsi geçen ölüm de öyle. Peki ya hiç düşündüğünüz mü, o iskeletin cinsiyeti ne? Ne kadar doğrudur bilmem, ama Saramago'nun eflatun zarflar gönderen ölümünün yazı tipi incelemeye alınıyor romanda ve ölüm kadın çıkıyor. Ayrıca bugüne kadar resmedilmiş bütün "ölümleri" de incelediklerin de, o kuru kafatasını, onun da anatomisi bir kadınınkiyle eş. Yani Tanrıyla bir paranın iki ayrı yüzü olan ölüm bir kadın. Kitapta dikkatimi çeken bir başka nokta ise Jose Saramago'nun olağanüstü "herşeyi bilme" yeteneğini. Her şeyi bilmekten kastım ise müzik, edebiyat, mitoloji, din, astroloji, felsefe ve aklınıza gelebilecek daha bir çok alanda doyurucu bilgiye sahip olması. Eğer boş ve dolu diyerek adlandırabileceğimiz kitaplar varsa ki yok değil, bu kitaba dolu etiketini yapıştırabiliriz.
"Tekrar ölmeyi beceremezsek geleceğimiz karanlık." diyen bir bakan var bu romanda. Hemen onunla tanışmalısınız. Okuyunuz efenim.

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder